ADANA İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Adana İl Milli Eğitim Müdür Vekili Hayati KOCA’nın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlama Mesajı

Adana İl Milli Eğitim Müdür Vekili Hayati KOCA’nın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlama Mesajı

Adana İl Milli Eğitim Müdür Vekili Hayati KOCA’nın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlama Mesajı

Takvim yapraklarının 23 Nisan 1920´yi gösterdiği kutlu zaman dilimi, milli iradenin tecelligâhı, İstiklal Harbimizin karargahı, bağımsızlığımızın sembolü olan Türkiye Büyük Millet Meclisi´nin dualarla açıldığı gündür. 23 Nisan 1920, vatanımızın dört bir tarafının işgal edilip milletimizin yok olmanın eşiğine getirildiği hayati bir dönemde, yeniden dirilişimizin, ayağa kalkışımızın, şahlanışımızın muştusudur. Aziz milletimizin "Ya İstiklal Ya Ölüm" parolasıyla başlattığı Kurtuluş Savaşı´nın neticesinde, ayağına vurulmak istenen prangayı kıracağının ilk emaresidir.

            İstiklal Harbimizin en çetin günlerinde tek vücut olan bu milletin her bir ferdi; erkeği kadını, yaşlısı genci ve çocuğuyla şehit kanları ile sulanan aziz vatanı düşman postalına çiğnetmemek için dünyada eşi benzeri görülmemiş bir bağımsızlık mücadelesi vermiştir. Bu mücadelenin kendi küçük; yüreği, cesareti, metaneti büyük çocuk kahramanları; Fındıklıoğlu İbrahim, Sait Yalçın, Kısakürekzade Şahap, Etlioğlu Ahmet Duran, Şekerci Ökkeş ve Çuhadar Ali, çocuk olmalarına rağmen canları pahasına milli mücadelede yer aldılar. Kimi savaş esnasında şehit oldu, kimi de gazilik gururunu yaşadılar. Fransızlar Maraş´ı işgal ederken cepheye koştuğunda, annesinin, "Henüz küçüksün, seni hemen vururlar oğlum" dediği Şekerci Ökkeş, "Yaşım küçük ama imanım büyüktür anne. Şehit olacaksam, vatan ve millet uğrunda şehit olacağım. Ben ölmeliyim ki düşman sizlere ilişmesin" diyerek büyük bir cesaret örneği göstermiştir. Görüldüğü üzere Kurtuluş Savaşı´nda cephede ve cephe gerisinde savaş gerçeği ile yüzleşen o dönem çocuk olan kahraman dedelerimizin hikayeleri, bugün bizlere gurur ve hüznü bir arada yaşatmaktadır.

            Yüzyıl önce, bu topraklarda, emperyalist güçlerin üzerimizde oynamaya çalıştığı oyunu bozan, o devrin koca yürekli çocuklarının torunları, bugün de coğrafyamızda kurulmaya çalışılan kan, kin ve gözyaşı yüklü kirli oyunları bir bir bozmaktadır. Mehmetler önce Fırat´a kalkan, sonrasında Afrin´e Zeytin Dalı uzatmakta, kendisini dört gözle bekleyenlere de ay yıldızlı bayrağın huzur ve güven veren sıcaklığını ulaştırmaktadırlar. O beldelerde de bu sıcaklığı ilk hissedenlerin, Mehmetçiği yollara dizilip ilk karşılayanların; masumiyetleri, gözlerindeki sevinçleri, yüzlerindeki tebessümleri ile yine çocuklar olduğu gözden kaçırılmamalıdır.

            Bugün insanların hırsları, menfaatleri, çıkarları ile kirlettiği dünyada çocuklar, "medeni" olduğunu ifade eden memleketlerdeki akranları kadar şanslı değiller. Kalbini kaybeden Batı insanı, dünyayı gözyaşı deryasına çevirmekten geri durmamakta. Ne Ege´nin soğuk sularından kıyıya vuran Aylan bebeğin cansız bedeni, ne de bir ambulansta yüzü, gözü toz ve kan içinde, yaşadıklarını anlamlandırmaya çalışan Ümran´ın vicdanlara seslendiği fotoğrafı, maalesef karşılık bulamamakta "medeni" çevrelerden. İnsan haklarından bahsedip insanların hakkını yiyenlerden, acıları seyredip bunlardan zevk alanlardan, kan kusan savaş makinelerini masum bedenler üzerinde deneyenlerden, demir kuşlarla bomba yağdıranlardan medeniyet de merhamet de beklenmemelidir.

            Bahsettiğimiz sebeplerle bugün Batı´nın masumların kanları ile kirlettiği medeniyet saatini yeniden kurmak, o saatin zembereğini de bir çocuğa emanet etmek gerekiyor. Medeniyet saatini çocuk saflığı, temizliği, masumiyeti ile yeni baştan kurmak gerekiyor. Tüm yaşananlara inat, dünyaya namzet bir çocuk medeniyetini yeniden ihya ve inşa etmemiz, kökü ve şifreleri kadim kültürümüzde olan dalları geleceğe uzanan, dünyaya yeniden hak, adalet, huzur, emniyet, şefkat ve merhamet vadeden ve en önemlisi insanı merkeze koyan bir medeniyet mefkuresini dünyaya bir kez daha göstermemiz gerekiyor. Belki de uluslararası egemenliğimizin dünya çocuklarına güven, huzur, istiklal ve istikbal vermesinin zamanı gelmiştir.

            İşte bu medeniyet mefkuresini ete kemiğe bürüyecek, Sezai Karakoç´un ifadesiyle "O çocuğu bekliyoruz.Dünyayı değiştirecek, yenileyecek, meşhur kelimemizle söyleyelim, diriltecek çocuğu. Kendine verileni aşan bir çocuk olsun o çocuk. Verilmeyeni alabilen bir çocuk. Gizliyi, sır olanı kurcalayan, tarihin şifrelerini çözen bir genç. Derleyişleri dağıtan, dağılmışları derleyen bir genç adam. Bir muştu olan bir çocuk. Muştu gibi gelen. Muştu getiren. Işıkla gelen çocuk. Umut ışığını getiren çocuk."

            Sevgili Çocuklar,       

Bizlere gelecek güzel günlerin müjdesini veren, büyük medeniyetimizi, şanlı tarihimizi, eşsiz kültürümüzü yeniden diriltecek şairin bahsettiği çocuklar sizlersiniz. Selimiye ve Süleymaniyeleri yükseltecek; Pandoranın kutusunu kapatacak, ruhun şifa mücevherlerini, saklandıkları mahfazalardan sizler çıkaracaksınız. Yeniden şefkat ve merhametten köprüler kuracak, dünyayı içine düştüğü buhrandan sizler kurtaracaksınız. Biliyoruz, yükünüz ağır, yolculuğunuz çetindir. Lakin yardımcımız ve yardımcınız Hak’tır.

            Unutmayın, bugün dünyanın dört bir yanında çeşitli nedenlerle hayatlarını zor şartlar altında sürdüren çocukların; evini, yurdunu, yuvasını terk etmek zorunda kalan mazlumların, mağdurların gözleri de milletimizin ve dahi sizlerin üzerindedir. Bu asil millet ve bu milletin asil çocukları Anadolu´yu nasıl selam yurdu kıldı ise, tüm dünyaya da aynı selameti sağlayacak güç ve kabiliyettedir. Buna olan inancımız tamdır.

Bugün baktığımız her yüzde, gördüğümüz her gözde, hissettiğimiz her yürekte bu vazifeye namzet çocuklarımızı görmek, bizleri mutlu etmekte ve geleceğe dair umutlarımızı artırmaktadır.

            Bu sebeple Adana´dan, yurdun dört bir tarafına ve oradan dünyanın her bir bucağına bu coşkunun, heyecanın, mutluluğun dalga dalga yayılmasını diliyorum. Sizlerin ve tüm dünya çocuklarının 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını bir kez daha kutluyorum.

            İstiklal Savaşımıza millî mücadele vasfı kazandıran, onu millî irade temeline dayandıran başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurucularını, istiklal mücadelemizi yürüten Gazi Meclisin bütün mebuslarını ve aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla yad ediyorum. Ülkemizin ve devletimizin hürriyet ve istiklalini korumak için gözlerini kırpmadan şehadete yürüyen bütün şehitlerimize Allah´tan rahmet diliyor, kahraman gazilerimize minnet duygularımı ifade ediyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun, daim olsun!

DÖŞEME MAH. MEHMET NURİ SABUNCU BUL. HÜKÜMET KONAĞI SİTESİ NO 53 01130 SEYHAN / ADANA - 0 (322) 200 9100 / 0 (322) 200 9200

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.