İngilizce'nin bir ders değil bir dil olduğu vurgusunu yıl boyunca tüm etkinliklerimizde dile getirmeye çalışan bir öğretmen olarak, öğrencilerimin sahip oldukları , önceki öğrenim yaşantılarından lise hayatlarına taşıdıkları Dil Öğrenmeye karşı ön yargı, öğrenilmiş çaresizlik, öğrenme kaygısı gibi tüm olumsuz bakış açılarından onları arındırmanın en etkili yollarından biri olduğuna inandığım ders dışı , tatlı rekabet içeren, öğrenme kaygı düzeyini en alt seviyede tutan bu tarz aktivitelerin çoğunlukla tüm öğrencilerimiz için etkin bir sonuç verdiği yönündedir. Bu bakış açımdan hareketle, ilk olarak ,öğrencilerimin Web 2.0 araçlarından Canva ile hazırladıkları Bilgi Yarışması afişleri ile gün ,saat , içerik bilgileri velilerimizle, öğrencilerimizle paylaşılmıştır.( Bu aşamada dahi kendilerini geliştirecek bir Web 2.0 kullanımı onlara farklı bir güven duygusu tecrübe etmelerini sağlamıştır.) Ayrıca bilgi yarışmamız öncesi tüm okulumuzda tenefüs ve öğle aralarında gözlemlediğimiz tatlı rekabet ve işbirlikçi çabalar; öğrenme kaygı düzeyini geride bırakıp, odak noktalarının sınıflarını başarı ile temsil etmek ile yer değiştirmiş olduğunu gösterdi. 9. sınıflar arasından gönüllülük ilkesi ile seçilmiş olan sınıflarını temsilen 3 öğrencinin, okul idaremizin, öğrencilerimizin katılımları ile etkileşimli tahta üzerinden , interaktif olarak tasarlanmış eğlenceli bilgi yarışmamız heyecan ve yüksek bir motivasyonla başlamış oldu. 20 soru üzerinden sonuca vardığımız yarışma birincisi sınıfımıza törenle gayretlerini ödüllendirdiğimiz armağanlarla bilgi yarışmamızı sonlandırmış olduk.